Sanat ve mimarlık tarihi bakımından dünyanın en önemli yapılarından birisi olarak kabul edilen Ayasofya Camii (Ayasofya-i Kebir), komşusu Topkapi Sarayı Müzesi ile birlikte, yerli ve yabancı turistler tarafından İstanbul’da en çok ziyaret edilen etkileyici mekanlar arasında ilk sırada geliyor.
325 yılında kilise olarak yaptırılan Ayasofya, 537 yılında yeniden inşa edilmiş ve İstanbul’un fethi sonrasında Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş.
1935 yılından bu yana müze olarak hizmet veren Ayasofya, 10 Temmuz 2020 tarihinde Danıştay’ın 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından yeniden cami olarak hizmet veriyor.
Tarihi yarımadada Fatih ilçesine bağlı Sultanahmet semtinde bulunan Aya Sofya, aynı zamanda dünyanın sekizinci harikası olarak kabul ediliyor. Dünyada en çok ziyaret edilen tarihi eserler arasında da ilk sıralarda.
Ayasofya’nın Kısa Tarihi
Ayasofya (Hagia Sophia), eski Yunan dilinde Holly Wisdom, yani Kutsal Bilgelik anlamına geliyor.
Tarihsel Olaylar
Roma ve Bizans Dönemleri
Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da inşa ettiği en büyük kilise olan Ayasofya’nın günümüzdeki yapısı, tarih boyunca ilave ve restorasyonlarla inşa edilmiş olan 3’üncü bina.
Ayasofya, tarihte ilk olarak M.Ö. 660 ve M.S. 73 yılları arasında Yunanlıların hakimiyet sürdüğü Byzantium kentinde ve bugünkü yerinde bir dini yapı olarak yer almış.
Sonrasında ise Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından tahrip edilmiş.
Sonrasında Roma İmparatoru Büyük Konstantin’in imparatorluk merkezini İstanbul’a taşıma isteği üzerine 325 yılında, daha çok ahşap çatılı bir yapı halinde yaptırılmış.
360 yılında meydana gelen büyük depremden sonra büyük zarar gören yapı, Bizans İmparatoru Constantine tarafından yeniden yaptırılmış ve Büyük Kilise (Big Church – Megale Ekklesia) olarak anılmaya başlanmış.
Ayasofya, sonraki Bizans İmparatoru Justinianos (527-565) dönemine kadar, meydana gelen büyük yangınlar ve isyanlar nedeniyle çok sık zarar görmüş ve restore edilmiş.
Son olarak Bizans İmparatoru Justinianos döneminde, ünlü mimarlar Anthemios (Tralles) ve Isidoros (Miletus) eşliğinde 5 yıl süren bir yeniden inşa süreci geçirmiş ve ikinci mimari yapısına kavuşmuş.
Doğu Roma İmparatorluğu tarafından inşa ettirilen ve önemin en büyük kilisesi olan Ayasaofya, 916 yıl boyunca İmparatorluğa taç giyme törenlerinde hizmet etmiş.
Osmanlı Dönemi
Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethi sonrasında ise yaklaşık 916 yıl kilise olarak hizmet vermiş olan Ayasofya camiye çevrilmiş.
Sonrasında müzeye çevrilene kadar 482 yıl boyunca cami olarak hizmet vermiş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde padişahlar Ayasofya’ya ayrı bir değer vermiş.
Fethin sembolü olan Ayasofya’nın korunması ve yaşatılması için her türlü çalışma yapılmış. Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya Camisi Vakfı kurulmuş.
Ayasofya’nın ilk minaresi, minberi ve mihrabı da Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. Ayrıca yapının bulunduğu mekana medrese ve kütüphane de ekletmiş.
Sultan II. Beyazıt (1481-1512) ise Ayasofya’ya beyaz mermerden bir mihrap ve kuzeydoğu köşesine bir minare ekletmiş.
Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) ise Macaristan’dan getirdiği iki kandili Ayasofya’ya hediye etmiş.
Sultan II. Selim döneminde (1566-1574) ise Ayasofya’nın güçlendirilmesi için Mimar Sinan tarafından dış istinat yapıları eklenmiş ve yapı sağlamlaştırılmış.
Mimar Sinan ayrıca Ayasoya’nın kubbesini taşıyan payeler ile yan duvarlar arasındaki boşlukları da kemerler ile besleyerek kubbeyi son derece dayanıklı hale getirmiş.
Cumhuriyet Dönemi
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması sonrasında ise Ayasofya 1930-1935 yılları arasında restorasyon çalışması için halka kapatılmış.
1935 yılında ise Mustafa Kemal Atatürk ve Bakanlar Kurulu’nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla Ayasofya müzeye çevrilmiş.
1985 yılında Ayasofya UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmiş.
2016 Ekim ayında ise Ayasofya’nın ibadete açık olan bölümü Hünkar Kasrı’na, Diyanet İşleri Başkanlığınca ilk defa asaleten imam atanmış.
Yine 2016 yılından itibaren Ayasoya’nın minarelerinden 5 vakit ezan okunmaya başlanarak Hünkar Kasrı bölümünde vakit namazları kılınmaya başlanmış.
Son olarak 10 Temmuz 2020 tarihinde, Danıştay’ın 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından Ayasofya yeniden cami olarak hizmet veriyor.
Ayasofya Camii’nde ilk namaz 24 Temmuz 2020 Cuma günü kılınmıştır.
Neler Var? Gezilecek Yerler
Ayasofya’nın dış mekanı ve bahçesinde bulunan eserler:
- Osmanlı padişahlarının türbeleri, Sıbyan Mektebi, Şadırvan, Muvakkithane, Sebiller, Minareler, Payandalar, Hazine Binası, İmarethane.
İç mekanda bulunan eserler ise;
- Muhteşem bir Kubbe, Mozaikler, Hat Levhalar, Çiniler, Mihrap, Minber, Hünkar ve Müezzin Mahfilleri, Omphalion, Sultan I. Mahmud Kütüphanesi, Maksureler, Mermer Küpler, Dilek Sütunu, Komutan Henricus Dandolo’nun Mezar Taşı, Viking Yazısı, Ayasofya Kapıları.
Ayasofya İç Mekan Görünümü
Cami olarak yeni görünüm
Müze olan eski görünüm
Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri
Ayasofya Camii’ne giriş ücretsizdir.
Ayasofya Camii’ne Nasıl Gidilir?
Ayasofya Camii, Fatih ilçesinin Sultanahmet semtinde, Sultanahmet meydanının hemen yanı başındadır. Google haritası >>
Ulaşım
Sultanahmet’e en pratik ulaşım yolu Bağcılar-Kabataş arası Tramvay (T1 hattı). Tramvay’ın Sultanahmet durağı var.
- Taksim‘den geliyorsanız, füniküler ile Kabataş’a inip, Beşiktaş‘tan geliyorsanız otobüs ile veya yürüyerek Kabataş’a gelip, Kabataş‘tan da tramvay ile,
- Üsküdar veya Kadıköy‘den geliyorsanız, önce şehir hatları vapurları ile Eminönü‘ne gelip, Eminönü’nden de tramvay ile,
Ayrıca, Marmaray (Üsküdar’dan) veya tren ile Sirkeci durağında inip, yine tramvay ile Sultanahmet’e ulaşım sağlayabilirsiniz.
Raylı sistemler için İstanbul Raylı Sistemler Haritası, İETT Belediye Otobüs sefer ve durakları için İETT Hat ve Durak Arama ve şehir hatları vapurları için İstanbul Şehir Hatları Vapur Seferleri sayfasına bakabilirsiniz.
Sultanahmet meydanı ve çevresi araç trafiğine kapalı olduğundan dolayı, Sultanahmet’e özel aracınız ile gelmenizi tavsiye etmiyoruz.